OKTAN ERDİKMEN - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Türkiye'deki yerel seçimlerde oyları arttırmaya yönelik milliyetçi ifadeleri, Alman basını tarafından Türk turizmi karşıtı bir kampanyaya dönüştürüldü.

Soylu tam olarak, Almanya'da terör örgütünün toplantısına katılıp, ondan sonra gelip Antalya'da, Bodrum'da, Muğla'da tatil yapanlar var ya, onlar için de tedbir aldık şimdi. Hadi gelsinler bakalım havalimanlarından içerisi girsinler. Gözaltına alıp yallah, öyle kolay değil. Dışarıda hainlik yapıp, içeride, Türkiye'de keyfini, sefasını sürmek bundan sonra kolay değil" demişti.

Burada terör örgütü toplantılarına katılanları kastetmeye çalıştı. Ancak Alman basını, Türkiye'de Erdoğan karşıtı kim varsa terörist ilan edildiği düşüncesiyle, olayı manipüle edince Türk turizmine tam da rezervasyonların yapıldığı dönemde büyük bir darbe vuruldu. Alman basınının manipülatif ve düşmanca tavrını eleştiriyoruz. Ancak Süleyman Soylu'nun düşüncesizliğini de görmezden gelmemeliyiz. 

Dışişleri ve Turizm Bakanlığı art arda açıklamalar yapıyor. 'Öyle demek istemedi' diyor.

Türkiye, Berlin'deki turizm fuarında milyonlar harcıyor. FAZ'e ilan verip paralı ek yayımlatıyor.

Ancak bunların hiçbiri Soylu'nun nereye gideceğini düşünmeden söylediği sözlerin hasarını gidermeye yetmiyor.

Burada 2 temel sıkıntı var. Birincisi, İçişleri Bakanlığı'nın Almanya'daki 'terör yanlısı' toplantıya katılanları Türkiye'den takip edip listeliyor olması. Bu bir ülkenin iç işlerine karışmak anlamına gelir. Elinizde böyle bir bilgi varsa, Türkiye'ye gelirse tutuklarız diye not almak yerine, Alman makamlarını bilgilendirmelisiniz. Türk istihbarat çalışmaları konusunda zaten hassas olan Almanya'da bu konunun hoş karşılanmayacağının düşünülmesi gerekirdi.

İkincisi ise turistlerin sefa süren kimseler olarak gösterilmesi. Oysa turist, parasını vererek tatilini yapıyor ve Türk ekonomisine katkı sağlıyor. 

Süleyman Soylu gibi AKP'ye geçmeden önce Erdoğan'ı paçalarından yolsuzluk akmakla, (İsrail'in) emir eri olmakla, rantın babasını getirmekle suçlayan ve 'Hesap sormazsam namerdim' diyen siyasetçiler, bu açıklarını kapatmaya çalışırken en şahin, en reisçi, en milliyetçi ifadeleri kullanıyorlar.

Düne kadar megri megri diye teröristlerin altına kırmızı halı seren, resmi geçit yaptıran, valilere operasyon yapmayın talimatı verenler, şimdi 'yallah' tutuklarız nutukları çekiyorlar.

Bu nutuklar, dönüyor dolaşıyor, Türkiye'de zaten ekonomik krizle pençeleşen turizme darbe vuruyor.

Bundan da en çok teröristler mutlu oluyor.