OKTAN ERDİKMEN - Büyük İskender, felsefeye meraklıydı. Corinth şehrine geldiğinde, Diyojen’i ziyarete gitmişti.

Dünya işlerinden elini eteğini çekmiş olan filozof, o esnada güneşleniyordu. İskender güneşini kapatıp, bir isteği olup olmadığını sorduğunda, felsefe tarihine geçen o ünlü sözü söyledi:

“Gölge etme, başka ihsan istemem”.

Hikayenin buraya kadar olan kısmı herkesçe bilinir. Daha az bilinen bölümü ise, Diyojen’in İskender’e güneşi göstererek, “Benden bana veremeyeceğin şeyi esirgeme” demesidir.

***

Türkiye’deki hükümet, her seçim öncesi olduğu gibi, yine bir düşman arayışına girdi. 

Referandum sürecinde Hollanda, Almanya ve Avusturya ile kavga çıkaran AKP’li siyasetçiler, daha sonra özel uçaklarına binip Türkiye’ye döndüler. Geride kalan milyonlarca gurbetçi, onların hatalarının bedelini ödedi, ödemeye de devam ediyor.

Bazı Avrupa ülkeleri, Türkiye’deki malvarlıklarını incelemeye aldı. Vergi dairelerinden mektuplar gönderildi. Sosyal yardım soruşturmaları, hatta Avusturya’da gizli çifte vatandaşlıkların iptali gündeme geldi. 

Bütün bunlar olurken, Mevlüt Çavuşoğlu ortalarda görünmüyordu.

Şimdi, bu kavga siyasetinin bir sonucu olarak, Avusturya’da terörle ilgili işaretlerin yasaklandığı yasa içerisine, bozkurt sembolü de dahil edildi.

Bunu bir iç politika malzemesi olarak kullanmaya çalışan Çavuşoğlu, esip gürlemeye başladı. Avusturya’ya gelip yasaklanan bozkurt ve rabia işaretlerini (rabia yasaklanmadığı halde) yapacağını söyledi.

AKP’li siyasetçiler, çatışmacı politikaları bırakıp, Türkiye’deki ekonomik krizin yarattığı sorunları ortadan kaldırmak için çaba göstermeliler.

Mevlüt Çavuşoğlu da, kasaba siyasetiyle şov yapmayı ve insanlardan veremeyeceği şeyleri esirgemeyi bırakmalı.

Diyojen’in dediği gibi:

Gölge etme, başka ihsan istemez.