OKTAN ERDİKMEN - Avusturya ve Almanya gibi ülkeler, vatandaşlık verdiği Türklerin, Türk vatandaşlığından çıkmalarını şart koşuyor.

AKP hükümeti, çoğu ülkeye uygulanmayan bu çifte standarda sesini çıkarmıyor. Bir KHK ile sorunu çözüp, mavi kartlı vatandaşlarına seçme seçilme hakkı dahil tüm hakları vermiyor veya bu iki ülkeye İran ve Kuzey Kore’nin yaptığı gibi, “Ben vatandaşlarımı vatandaşlıktan çıkarmıyorum” diyemiyor.

Yetkililer, bunun yerine bu iki ülkenin vatandaşlığına geçenlerin, haber vermeden yeniden Türk vatandaşlığına geçmelerini ve dolaylı olarak çifte vatandaş olmalarını teşvik etti.

Bu dolambaçlı yöntem, AKP'liler gurbetçileri yaşadıkları ülkelerde hedef tahtasına oturtana kadar çok fazla göze batmadı.

Ancak 2016 Referandumu'ndan sonra, sürekli diklenilen, meydan okunan, edilmedik hakaret bırakılmayan Avrupa ülkeleri,Türk vatandaşları konusunda birçok açıdan kılı kırk yarmaya başladılar.

AKP’nin yaptığı bir büyük hata da, Avrupa’da yaşayan gurbetçilerin isim ve adres bilgilerinin olduğu seçmen listelerini, mecliste grubu bulunan siyasi partilerin Avrupa’daki temsilcilerine, yandaşlarına vermek oldu. Bu partilerle organik bağı bile bulunmayan kişiler, herkesin adına ve adresine kolayca erişim hakkı kazandılar.

Sonuç olarak, Avusturya polisi, HDP ile bağlantılı bir dernekte yaptığı aramada, bu seçmen listelerine ulaştı.

Listede 109 bin kişinin adı vardı. Oysa Avusturya’nın resmi rakamlarına göre, 18 yaşın üzerindeki Türk vatandaşı sayısı sadece 94 bindi. Aradaki 15 bin kişinin gizlice Türk vatandaşlığına geri döndüğü fikrinden hareketle, bu kişilerden Türk vatandaşı olmadıklarını ispatlamaları istendi.

Konsolosluk ve büyükelçilik bu konuyu da ötelemeye çalıştı ancak “Bir şey olmaz” politikası bu sefer işlemedi.

Bu durumda olan binlerce kişiye soruşturma açıldı ve bazılarının Avusturya vatandaşlıkları iptal edildi.

Karara itiraz eden bir Türk vatandaşının başvurusu, eyalet mahkemesi tarafından reddedildikten sonra, Yüksek İdare Mahkemesi’ne taşındı.

Vatandaşın en büyük kozu, söz konusu delillerin yasal olarak edinilmemiş olmasıydı.

Ancak yüksek mahkeme, yasa dışı şekilde on binlerce kişilik bir listenin yapılamayacağı düşüncesiyle, bunların resmi veriler olduğuna kanaat getirdi. İtiraz eden vatandaşın, defalarca istenmesine rağmen Türk vatandaşı olmadığına ilişkin belge getirememesi, haber vermeden gizlice Türk vatandaşlığına geçtiği düşüncesine neden olmuştu.

Netice itibarıyla, bu kişinin Avusturya vatandaşlığının iptal edilmesi, en yüksek mahkemede onandı.

Avusturya basını, yüksek mahkemenin önünde bu şekilde bir dava bulunmadığını ancak yüzlercesinin yolda olduğunu yazıyor.

AİHM'den farklı yönde bir karar çıkmazsa, vatandaşlığı iptal edilen kişilerin, yeniden oturma izni ve vatandaşlık başvurusu yapmaları gerekecek. Bunların kabul edilip edilmeyeceği, bu kişilerin ülkeyi terk etmek zorunda kalıp kalmayacakları ise tartışma konusu.

Özetle, Erdoğan’a yüzde 72 oy veren Avusturyalı Türklerin başı, AKP’nin hatalı politikaları yüzünden yine belaya girdi.

İktidar, tüm uyarılara rağmen, Avrupa’da zor şartlar altında, alnının teriyle evini geçindirmeye çalışan insanları siyasi enstrüman olarak kullandı.

Avrupalı siyasetçilere hakaret ederek, insanlara “Şuna oy ver, buna oy verme” diyerek, gurbetçilerin bir Truva atı gibi görünmelerine neden oldu.

Şimdi, milyonlarca insanı hedef tahtasına oturtan AKP’nin bu hatalarının bedelini ödeme vakti.

İşin kötüsü, bu hesabı hepimiz ortak ödeyeceğiz…