OKTAN ERDİKMEN - Almanya’da yarın seçim var. Son anket sonuçlarına göre CDU-CSU ittifakının yüzde 34-36 bandında birinci çıkması kesin. Birlikçiler 2013’teki genel seçimlerinde yüzde 41,5 oy almışlardı. 

SPD ise yüzde 20-21 bandında ikinci parti (Son seçimlerdeki yüzde 25,7 oya göre 4-5 puan düşüşle). Yeşiller yüzde 8 ile, 2013’teki oyunu koruyor. 

FDP yüzde 9 bandında eski günlerine yeniden döndü ve baraj altı kaldığı yüzde 4,8’lik oy oranını 4-5 puan yükseltti. 

Sol Parti yüzde 11-12 civarında, son seçimlerdeki yüzde 8,6 oy oranını yükselten 3 partiden biri. AfD ise en büyük patlamayı yaparak yüzde 4,7'lik oyla baraj altından yüzde 11-12 bandına yükseldi. 2 gün sonra Almanya’da ırkçı bir ana muhalefet partisi liderimiz olabilir. 

Federal Seçim Bürosu’nun rakamlarına göre, Almanya’da yaşayan Türk kökenlilerin sadece 720 bini bu seçimlerde oy kullanabilecek. Bunların da hepsi birleşip bir partiye oy verse bile, yüzde 1’lik bir etki ancak yapacak.

Buna rağmen, Türk siyasetçilerin Almanya ile yaşadıkları sorunlar nedeniyle gurbetçileri sürekli bir dış politika enstrümanı olarak kullanmaya çalışmaları, seçimlerde 'Şuna oy verin, buna vermeyin' demeleri, Almanya’da yaşayan insanlarımızın düşman bir ülkenin ajanları gibi görülmesine neden oldu.

Önce Erdoğan, 'CDU, Yeşiller ve SPD’ye oy vermeyin' çağrısı yaparak, ADD ve BIG gibi küçük partileri ima etti.

Eski UETD Başkanı, FDP’yi işaret etti. 

AKP’ye yakın Türkler tarafından kurulan ama AKP tarafından yönetilen Türk kamu bankalarının, Almanların korkusundan banka hesabı bile açamadıkları ADD, Erdoğan posterleriyle Almanya sokaklarında oy toplamaya çalışıyor. 

Dün de AKP Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Frankfurt Başkonsolosu’nun makam odasında düzenlediği basın toplantısında CDU-FDP koalisyonunun Türkiye’nin ve Almanya’nın menfaatine olduğunu söyledi.

Almanya’daki Türkiye kökenlilerin kime oy vereceği kimseyi ilgilendirmez. Burada yaşayan herkes, Alman siyasetini en azından Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan daha iyi biliyor ve daha yakından takip ediyor.

Bırakın neyin kendi menfaatlerine olduğuna, Almanya'daki Türkler kendileri karar versinler. 

Dolayısıyla AKP hükümetinin burada yaşayan insanlara akıl vermeyi ve onları kendi politikalarınıda araç olarak kullanmayı bırakması gerekir.

Hükümet, Almanya’da yaşayan Türkleri çok seviyorsa, seçim öncesi verdiği ama tutmadığı 2 önemli sözü hayata geçirmekle işe başlayabilir: Türkiye’den borçlanarak emekli olanlara yurt dışında çalışma imkanı tanımak ve uçak biletlerinde yüzde 20 indirim yapmak. 

Bu uzlaşmaz tutum ve Almanya sokaklarında Erdoğan posterleriyle gezen arabalar, gurbetçilere zarardan başka bir şey vermiyor.

En son Berlin’de 2 belediye Türkçe dersleri için kira istedi. Dünya lideri bir ülke, 27 bin avro kira parasını ödeyemediği için, o bölgede yaşayan yüzlerce çocuk, Türkçe dersi alamayacak.

Almanya’da 3 milyonun üzerinde Türkiye kökenli insan, huzur ve refah içerisinde yaşıyor.

Eğer rahat bırakırsanız, aynı şekilde yaşamaya devam edecekler…

 

Oktan Erdikmen'in diğer yazılarını okumak için lütfen tıklayınız